Atletizm.org

nevin yanıt kim milyoner olmak ister’ için Arşiv

Pınar Sakaya 3 yıl men cezası..

02 Aralık 2013 Yazan admin

2012 Londra Olimpiyatı’nda koşan ancak biyolojik pasaport sorunu yaşayan Türkiye rekortmeni atlet Pınar Saka’ya üç yıl men cezası verildi.

Habertürk Gazetesi’nin haberine göre; 2012 Londra Olimpiyatı’nda 400 metrede yarışan ancak biyolojik pasaportundaki kan değerleri nedeniyle sorun yaşayan Türkiye rekortmeni atlet Pınar Saka, doping yaptığı gerekçesiyle üç yıl ceza aldı. Uzun zamandır Uluslararası Atletizm Federasyonu’nun (IAAF) takip listesinde bulunan Saka’dan gelen savunma sonrası dosyasını görüşen Atletizm Federasyonu Disiplin Kurulu, 28 yaşındaki atlete üç yıl men verdi.

pınarsaka

Saka’nın suçunu kabul etmediği için cezasının iki yıldan üç yıla çıktığı öğrenildi. Ancak IAAF, biyolojik pasaportla ilgili suçlarda cezanın itiraf halinde iki yıl, kabul etmeme durumunda ise dört yıl olarak uygulanmasını istiyor.

Şimdi, TAF Ceza Kurulu’nun verdiği cezaya IAAF’ın nasıl tepki göstereceği merakla bekleniyor. IAAF’ın cezayı az bulması halinde konu yeniden gündeme gelecek. Saka’nın da SGM Ceza Kurulu ve CAS’a itiraz hakkı bulunuyor.

Popularity: unranked [?]

Pınar Saka: Amerika’da Sporcu Olmak

22 Nisan 2009 Yazan admin

pinarsaka1

Orjinal yazıdan ALıntı yapılmıştır….

Amerika’da eğitimini sürdüren bir atletizm sporcusu olarak aldığım kararların sebepleri, bu süreçteki deneyimlerim, geldikten sonra yaşadıklarım ve hala yaşamakta olduklarımı paylaşmanın bu ülkede spor bursu almak isteyen farklı branştan sporculara fikir vereceğini düşünüyorum.

Spor Yapmak ve Sporcu Olmak

Aktif sporcu olmak amaç olarak değil, araç olarak da kullanılabilir. Spor bir yaşam biçimidir, hepimizin hayatında olması gerekir, ancak sporcu olmak sadece çok spor yapmak değildir. Spora olan sevgi ve ilgimizin yanında kişisel gelişimimize katkı yaptığı sürece bir anlam teşkil eder. Ben Beden Eğitim Öğretmenliği’ni tercih etmedim. Çünkü sporculuğun hiçbir zaman tek amaç olduğu veya tek çıkar yol olduğu bir hayat tarzına inanmadım. Hayatı 400 metrelik pistten ibaret görmedim. İleride bu günlerimi tatlı bir anı olarak hatırlamayı, yaşamımın bir parçası haline getirmeyi tercih ettiğim için uluslararası işletme ve yöneticilik okumak istedim. Amerika’ya gelmemin İngilizce’me olan etkisi de tartışılmaz. İleride rekabetçi iş kollarında katkısı olacağını düşünüyorum. Pekçok atletin sevdikleri için beden eğitimi bölümü okuduklarına inanıyorum ama farklı sebeplerden giren veya girmek zorunda olduğuna inanan atletlerimizin de olduğunu biliyorum.

Bazılarımız her zaman bu seviyede spor yapabileceklerini, sporculuk kariyerlerinin hiç bitmeyeceğini ve hatta antrenmanlara yönelip okula devamsızlık fırsatı elde ettikleri için bu bölüme yöneliyor. Bu da sporcuların zihinsel ve fiziksel potansiyellerini bütünleştirmek yerine ulaşabilecekleri noktaların altında kaldıkları izlenimini veriyor. Bu sporun temel mantığı olan “Yapabileceğinin en iyisini yapmak” ilkesine de aykırı. Bu ilkeyi düstur edinmenin hayat için de benimsememiz gereken bir kural olduğunu düşünüyorum, sporun da en büyük öğretisi ve getirisi zaten bu olmalı.

Çok Kültürlü Hayat

Tüm bu anlattıklarımın yanında pek çok konuda ufkumun genişlediğini düşünüyorum. Değişik ülkelerden, kültürlerden edindiğim dostluklar, onlardan öğrendiklerim, onlara kattıklarım, paylaştıklarımız muhakkak ki aldığımız formasyonda önemli rol oynuyor. Olimpiyatları seyrederken de bu sene 100 metre engellide arkadaşım Priscilla Lopes’un aldığı üçüncülüğe neredeyse onun kadar sevinmem, 2006 Dünya Salon Şampiyonası’nda bir başka arkadaşım Dmitrijs Milkevics’in 800 metrede elde ettiği dördüncülüğe tıpkı Halil Akkaş’ın elde ettiği derece kadar sevinmem burada paylaştığımız güzel dostlukların sonucu. Edindiğim bu dostlukların hayat boyu her zaman yardımcı olacağını hissediyorum,şimdiden büyük kazanımlarım oldu.

Yaşamıma Katkıları

Bir sporcu olarak tüm bunlara ekleyebileceğim bir konu daha varsa o da sporun futboldan ibaret olmadığı bir ülkede sporcu-öğrenci olmanın ayrı bir güzellik olduğu. Başarılarınızla beraber sizinle röportaj yapmak için arayan yerel gazeteler, magazinler, fotoğraf çekimi için randevu almak isteyenler size küçük çaplı da olsa yaldızlı bir dünya yaşatıyor. Dersinize giderken herhangi bir öğrencinin “Tebrikler, çok güzel koşuydu” ya da “Seninle gurur duyduk, umarız başka rekorlar da kırarsın” şeklindeki yaklaşımları da insana ister istemez bir motivasyon sağlıyor ve günlük hayatınıza farklı bir renk katıyor.

Yaşadığınız şehrin en önemli yerel gazetesinin ilk sayfasında tam boy sergileniyor olmak insana kendini özel hissettiriyor. Hatta bu haberi okuyup okulla iletişime geçen Türk ailelerin bana ulaşıp ne kadar gurur duyduklarını söylemeleri doğru işi yaptığım konusunda beni bir kez daha ikna ediyor.

Kısacası, yapabileceğimiz çok şey var iken azla yetinmek ileride pişman olmamıza yol açabilir. Elinden geldiğinin en iyisini yapmak, geriye bakmadan içiniz ferah birşekilde planlar yapmakta büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Özellikle 15-16 civarında atletler İngilizce öğrenip TOEFL ve SAT geçebilecek seviyelere gelirlerse Amerika’da pek çok kapı onlara açılır. Onları burada temsil eden biri olarak, burs konusunda her türlü yardımı yapabileceğimi de dipnot olarak belirtmek isterim. Türk sporunun ve atletizminin ihtiyacı birey ve kurumların birbirine destek olmasıdır.

4400

Pınar Saka(en sağda) 4*400 Türkiye Rekortmeni Kırdığı Arkadaşları ile (Soldan Sağa: Birsen Engin, Özge Gürler, Meliz Redif)

Not : Yazının tamamı ropörtajı yapan kişinin isteği üzerine kaldırılmıştır.

Popularity: 1% [?]

Designed edit www.hostcu.com.